Buca Escort Yaz Sıcağını Seven Bayan

Buca Escort Ağustos ayıydı. Sabahı arabayı paketlemekle geçirdik. Oğlumuz  üniversiteye gidiyordu. Sabahtı fakat dışarısı zaten 90 dereceydi. , kocası ve ben arabayı yüklerken fazlaca terliyorduk. Bagaj aslına bakarsan doluydu ve arka koltuğa daha fazlası sığmıyordu.  son eşyalarını almak için eve döndü.

Evden çıktığını duydum. Arkamı döndüğümde onun 42 inç düz ekran televizyonunu taşımış olduğunı görmüş oldum.

“Televizyonu nereye koyacaksın?” Babasının sorduğunu duydum.

“Bilmiyorum fakat bırakmak istemiyorum. Belki arka koltukta bazı eşyaları taşıyabiliriz.”

Buca Escort Bayan Arka koltuğa baktım. “Sanmıyorum oğlum.”  otomobile baktı. “Ön koltuğun ortasına koyabiliriz.”

“Tamam üniversiteli adam” dedim. “Peki annen nereye oturacak?”

Yüzünden bir çözüm bulmaya çalışmış olduğunı görebiliyordum. “Bir fikrim var” dedi. Yolcu tarafı kapısını açtı. Televizyonu ortasına koydu. Daha sonra içeri girip oturdu. “Çok yer var. İşte annem yanıma otur.” Oğlumun yanına oturmaya çalıştım. Koltuğa oturabilirdim fakat kapı kapanmıyordu. Artık ben büyük bir kadın değilim. Ortalama bir buçuk metre boyundayım ve yalnızca yüz kilo ağırlığım var. Oğlum tüm odayı kaplıyordu. Boyu zaten bir buçuk metrenin üzerindeydi ve ağırlığı ortalama iki yüz kiloydu. “bütün odayı kaplayan ben değilim, sensin. Bu işe yaramayacak. Bak ne diyeceğim, televizyonu bırak, seni ziyarete geldiğimizde onu da yanımızda getiririz.”

“Olmaz,” diye cevapladı ben arabadan inip kapının yanında dururken.

“kararını ver , burası çok sıcak.”

“Tamam.”  bana baktı. “Tamam, kucağıma oturabilirsin.”

Babası, ” üniversitene arabayla beş saat uzaklıkta” dedi.

“Biliyorum fakat annemin pek ağırlığı yok. Ne dersin anne. Kucağıma oturur musun?”

‘Tamam, kucağına oturacağım. Fakat eğer ortam çok rahatsız edici olursa bir dinlenme yerinde durmak isterim.” dedim kocam Steve’e bakarak. O da kabul etti. “Tamam, hadi duşlarımızı alalım da yola koyulalım.”

Escort Buca Duşum uzun sürmedi. Beş saat boyunca oğlumun kucağında oturacağım için hakikaten rahat bir şeyler giymek istedim. Kot pantolonum çok dar olurdu. Üstelik hava onları giymek için fazla sıcaktı. Dolabıma baktım. Kıyafetlerimi karıştırırken getirdiğim yazlık bir elbise buldum. Kolları olmayan kısa tipti. Önden düğmeliydi. Düğmesini açıp giydim. Düğmelerini iliklemeyi bitirdiğimde sütyenimi fazlasıyla gösterdiğini fark ettim. Yine çıkardım. Sütyenimi çıkarıp elbiseyi yeniden giydim. Aynaya baktım. Aslına bakarsak sutyene ihtiyacım yoktu. Otuz yedi yaşında bile göğüslerim hala diriydi. Giysi kısaydı. Sadece kalçamın ortasına kadar geldi. Beyaz külottan oluşan bir armutun üzerine kaydım. Aynaya son bir defa baktım. Kendi kendime düşündüm. “On sekiz yaşlarında bir oğlu olan bir anne olarak hâlâ iyi görünüyordum. Erkeğimin hâlâ görünüşümden hoşlanılmış olduğunı biliyorum. Haftada minimum beş kez beni becermeye çalışıyor.” Arabanın korna sesini duydum.